Veliyy-i Fakih ve Şer'î Hâkimin Hükmü 14 Madde Velâyet-i fakihe mefhum ve mısdak yönünden inanmak aklî delile mi dayanmaktadır, şer'î delile mi? Şer'î hükümlerin uygulanması İslâm ve Müs-lümanların maslahatı gereği veliyyi fakih'in hükmüyle değiştirilebilir veya durdurulabilir mi? İslâm hükümetinde yayın organları veliyy-i fakih'in emrinde ve kontrolünde mi olması gerekiyor, yoksa dini havzalar veya başka kurumların mı? Mutlak şekilde velâyet-i fakih'i kabul etmeyenlere hakiki Müslüman denilebilir mi? Veliyy-i fakih'in velâyeti (tasarruf hakkı) tekvini midir? Ve bu velâyet hakkından istifade ederek maslahat için dini hükümleri herhangi bir sebepten dolayı, örneğin; genel bir maslahatı gözeterek kaldırabilir mi? Neshedebilir mi? Adil fakihin velâyetini (tasarruf hakkını) sadece hisbî işlerle (yetimin malını korumak gibi Allah Tealâ'nın terk edilmesine razı olmadığı işlerle) sınırlı bilenlere karşı nasıl bir tavır almalıyız? Şunu da biliyoruz ki, bu görüşte olanların bazı temsilcileri onlara uyarak bu fikri yaymaktalar. Veliyy-i fakih'in emri tüm Müslümanları mı bağlar, yoksa sadece onu taklit edenler için mi geçerlidir? Fakihin mutlak velâyetine inanmayan bir müçtehide takit eden birisinin ve-liyy-i fakih'in emrine uyması farz mıdır? Mutlak velayet peygamber efendimizin döneminde şu manaya kullanılmıştır ki eğer Rasulullah bir şahsa bir işi yapmasını emrederse, çok zor dahi olsa o şahıs o işi yapmak zorundadır. Örneğin kendisini öldürmesini dahi emretse şahıs kendisini öldürmelidir. Soru şu ki bizim zamanımızda fakihin velayeti; peygamberin masum ve fakihin masum olmadığı göz önünde bulundurulursa, peygamberimizin zamanında ki velayetle aynı manada mıdır? Ölü müçtehitte baki kalmak fakihlerin fetvalarına göre; bir müçtehidin iznine bağlı olduğu gibi, ölmüş veliyy-i fakihin emir ve hükümlerinin de geçerliliği, diri olan veliyy-i fakihin iznine mi bağlıdır. Yoksa kendiliğinden baki midir? Mutlak velâyeti kabul etmeyen ve İslâm Cumhuriyeti'nde yaşayan bir fakihin veliyy-i emrin emirlerine uyması farz mıdır? Eğer veliyy-i emrin emrine uymazsa fasık olur mu? Veya mutlak velâyeti kabul eden bir fakih kendisini bu makama daha uygun bildiğinden veliyy-i emrin emirlerine uymazsa fasık olur mu? Gaybet döneminde, şartları taşıyan bir müç-tehidin, ceza kanunlarını uygulamaya yetkisi var mıdır? Velâyet-i fakih; taklidi bir konu mudur? Yoksa itikadî bir mesele midir? Velâyet-i fakih'e inanmayanın hükmü nedir? Bazı yetkililerden "idare etme velâyeti" diye bir şey duyuyoruz; yani bir üst yetkiliye kayıtsız şartsız itaat etme. Bu konudaki görüşünüz ve şer'î vazifemiz nedir? Veliyy-i fakih tarafından çeşitli teşkilatlarda görevlendirilmiş olan temsilcinin, kendi yetkileri çerçevesinde çıkarmış olduğu kararlara uymak farz mıdır?